EĞİTİM ORTAMLARINDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE AZALTILMASI

EĞİTİM ORTAMLARINDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE AZALTILMASI

 

Şiddet öğrenilen bir davranıştır. Şiddet öğreniliyorsa, onu önlemek ve engellemek de öğrenilebilir ve öğretilebilir. Bu noktada okul ve ailenin işbirliği çok önemlidir. Okulda şiddeti önlemeye yönelik yapılan çalışmalar, ailenin desteği olmazsa sonuçsuz kalacaktır. Şiddet nesilden nesile yayılır. Buna dur demek ise hepimizin görevidir. 

Hatice SAAR

Psikolojik Danışman

 

Özgül TEMİRBUĞA

Psikolojik Danışman

 

24.10.2023 67

 ŞİDDET NEDİR? ÖNLENEBİLİR Mİ?

Şiddetin tam bir tanımını yapmak kolay değildir. Şiddet davranışının içine sadece fiziksel içerikli şiddeti değil; sözel ve psikolojik tacizi de içeren davranışlar ile birine bilerek rahatsızlık veya fiziki olarak zarar vermek de girmektedir. Şiddetin en bilinen yüzü fiziksel türü olsa da psikolojik şiddet, cinsel şiddet ve ekonomik şiddet de birçok bireyin yaşadığı şiddet türüdür. Her birinin bireyde bıraktığı yara farklı farklı psikolojik sıkıntılara yol açmaktadır. Şiddetin fiziksel izleri geçebilse de psikolojik izlerinin silinmesi çok zordur. Bu sebeple şiddeti kadınlardan, çocuklardan, ailelerden, okullardan ve her yerden uzaklaştırmaya çalışmak bu konuda tüm insanlığın görevidir. Yani insanlığın oluşturduğu bu şiddet düzenine yine dur diyecek insanlıktır. Buna karşı gelmek için başkalarını beklememeliyiz.

SEVGİLİ ANNELER, SEVGİLİ BABALAR; ŞİDDET GELİYORUM DER!

Çocuklar okul öncesi dönemden başlayarak şiddet içerikli davranışlar sergileyebilirler. Bu nedenle risk faktörlerinin sinyallerini erken tanımak ve önleyici adımlar atmak mümkün olabilmektedir.

ŞİDDETİN OLASI SEBEPLERİ:

·         Aile içi şiddet

·         Ebeveynin ayrılması, boşanması veya tek ebeveynle yaşama

·         Düşük sosyo-ekonomik düzey

·         Kronik hastalıklar

·         Çocuk ihmal ve istismarı

·         Savaş ve doğal afetler gibi toplumsal travmalar

·         Evsizlik

·         Ebeveynlerden biri ya da ikisinin alkol ve/veya uyuşturucu kullanması

·         Öğrencinin alkol ve/veya uyuşturucu kullanması

·         Sık sık okuldan kaçma

·         Akranları tarafından reddedilme

·         Ailede suç işleyen bireylerin olması

·         Öğrencinin duygu ve düşüncelerine zarar veren nörolojik bir probleminin olması

·         Öğrencinin daha önce herhangi bir suçtan tutuklanmış olması

Çocuğun şiddet davranışının önlenmesi için en önemli şey aile içi şiddetin önlenmesidir. Aile içi şiddet yaşayan çocuklarda sıkça kendini sorumlu tutma ve suçluluk hisleri görülür. Çocuklar, anne ve babalarının çevre tarafından ayıplanmaması için, utandıkları için veya yaşananları ifade edemedikleri için evde olup bitenler hakkında konuşmaya cesaret edemezler. Ayrıca, “aile sırrını” ele vererek ailenin dağılmasına yol açabileceklerinden korkarlar. “Hiçbir şey yapamama” duygusu ve evde yaşanan şiddeti sürekli düşünmek, okulda başarısızlık, saldırganlık ve depresyon gibi olumsuz durumlara yol açabilir. Çocuklar gördüklerini benimseyip öğrenirler: Ebeveynler arasında şiddet uygulanıyor ve buna müdahale edilmiyorsa, çocuklar bu durumu değişmez bir şey olarak algılar, kendi isteklerini kendinden güçsüzlere kabul ettirmek için şiddeti uygun bir araç olarak kabul ederler. Bazı çocuklar, “hiç bir şey yapamama” duygusundan kaçıp kurtulmak için, saldırgan davranışlar geliştirip kendi amaçlarına ulaşmak için şiddete başvurur. Bu çocukların büyük bir kısmı daha sonra kendi ilişkilerinde de şiddet kullanır. Bazı çocuklar ise ailedeki durumdan dolayı korkaklaşır, ürkek olur, yani çekingenleşir ve gittikçe içine kapanır. Bu insanlar daha sonra kendi ilişkilerinde itaat etmeye meyilli olur, şiddete maruz kalmayı daha büyük bir olasılıkla kabul ederler. Bu da demektir ki, ebeveynler arası şiddet, çocukları sadece çocukken değil, ergenliklerinde ve yetişkin olduklarında da etkiler, kendi ilişkilerinde devam eder ve böylece muhtemelen nesilden nesile taşınır. Çocukların günlük hayatını, gelişmesini ve geleceğini olumsuz etkileyen bu kısır döngüye bir an önce son verilmeli!

AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ İÇİN YEDİ TEMEL MESAJ

1.Kızgın Olabilirsin!

Kızgınlık duygusu, saldırgan ve yıkıcı davranışlara sebep olabildiği için, genelde olumsuz bir şey olarak algılanmaktadır. Çocuğunuzla birlikte, bir şeyi kırmaktan ya da birisini incitmekten ya da yaralamaktan geçmeyen öfke çıkarma yöntemleri araştırın. Kızgınlık duygusunu normal bir duygu olarak kabul edebilen ve dile getirebilen çocuğun şiddet kullanma olasılığı azalır.

2.Münakaşa Ederken Adil Ol!

Tüm arkadaşlıklarda ve ilişkilerde münakaşalar, kavgalar ve anlaşmazlıklar olur. Ancak, münakaşa edenlerin birisinin incinmemesi için bu durumlarda adil davranılmalıdır. Çocuğunuzun münakaşa ederken de kurallara uymasını teşvik edin, sorunlarını münakaşa ettiği kişiyle şiddetsiz bir şekilde çözmesini destekleyin. Örneğin, çocuğunuz karşı tarafın sözünü kesmemeyi öğrensin.

3.Şiddete Hayır!

Şiddetin hiçbir türü savunulamaz. Aksine, şiddetin her türü sorun çözmek yerine başkasının incinmesine ve asıl sorunun göz ardı edilmesine yol açar. Başkalarının incinmesinin tek sorumlusu, şiddet kullanan kişidir. Bu ilkelere dayanan bir yetiştirme tarzında ve eğitimde şiddet kullanılmaz. Siz, bu konuda örnek olmalısınız. Çocuğunuzun şiddet kullandığını gördüğünüzde hemen müdahale edin ve birlikte çözüm arayın.

4.Ebeveynlerin Arasındaki Şiddet Çocuklara Zarar Verir!

Şiddetin olduğu bir ortamda yetişmek, her çocuğa zarar verir. İlişkinizde şiddet belirtileri görünmeye başlıyorsa ya da çevrenizde aile içi şiddetten haberdar oluyorsanız hemen yardım alıp gereken yerlere danışın. Sizin kadar çocuğunuzun da aile içi şiddet hakkında yaşına uygun biçimde aydınlatılması ve nereden yardım temin edebileceğini öğrenmesi önemlidir.

5.Çocuklar, Yetişkinler Arası Şiddetten Asla Sorumlu Tutulamaz!

Yetişkin erkeğin çocuğa sinirlenmesi, eşine veya çocuğa şiddet uygulamasına bahane olamaz. Edinilen tecrübelere göre, çocuklar kendini yetişkinler arası şiddet için suçlu ve sorumlu hissederler. Bu konuda hassas olup, çocuğa doğru sinyaller vermek, üstlerinden bu suçluluk duygularının yükünü kaldırmak çok önemlidir.

6.Kötü Sırları Anlat!

Aile içi şiddet, gizli-saklı tutulması gereken bir aile sırrı, bu sırrı ele vermek ise ihanet olarak görülmeye devam ediyor. Çocukların sırtına ikinci bir yük daha binmiş oluyor yani. Oysa çocuklar için sıkıntılarını paylaşabileceklerini öğrenmek çok önemlidir.

7.Çocuklar Yardım ve Destek Alma Hakkına Sahiptirler!

Aile içi şiddete tanıklık etmek, çocukların psikolojik istismara maruz kaldığı anlamına gelir; bu da çocuk menfaati açısından yapısal bir sorun olarak algılanmalıdır. Buna maruz kalan çocukların yardım ve destek almaya ve şiddetin bir son bulmasına hakkı vardır.

 

EĞİTİM ORTAMLARINDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE AZALTILMASI SERVET AKAYDIN ORTAOKULU EYLEM PLANI 2023-2024

KOCASİNAN RAM RİSKLİ YAŞAM ŞARTLARINDA KORUMA, ÖNLEME VE MÜDAHALE HİZMETLERİ İLE EĞİTİM ORTAMALRINDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE AZALTILMASI EYLEM PLAN (2006-2015+)